PET-CT, pozitron emisyon tomografisi ve bilgisayarlı tomografinin birleşiminden oluşan bir görüntüleme cihazıdır. Vücuttaki fizyolojik süreçlerin 3 boyutlu görüntüsünü verir.
Özellikle onkoloji (kanser) alanında tümörün saptanması, tümör yayılım derecesinin belirlenmesi, radyoterapi planlanması, tedaviye yanıtın değerlendirilmesi ve bazı durumlarda mevcut kitlenin iyi huylu mu kötü huylu mu olduğunu belirleme amacıyla PET-CT kullanılıyor.
PET-CT, kanserli hücrelerin bir özelliği olan artmış glikoz metabolizmasından faydalanıyor. Çekim öncesi, damar içine radyoaktif işaretli şeker molekülü veriliyor ve bu molekül tümörleşen hücrelerde birikiyor.
Tüm vücuttan görüntü alındığı için kanserin vücutta başka bir yere sıçraması (metastaz) gibi durumlar saptanabiliyor.
Ayrıca ilk başladığı yerin bilinmediği metastazların tanısı, evrelendirme, yeniden evrelenme için de yararlanılıyor.
PET-CT’nin kullanıldığı başlıca kanser türleri şunlar:
- Akciğer kanseri
- Meme kanseri
- Lenf kanseri (lenfoma)
- Jinekolojik kanserler
- Kolorektal kanserler
Yöntem, daha az görülen diğer kanserlerin görüntülenmesinde kullanılabiliyor.
PET-CT, aynı zamanda epilepsi odağının belirlenmesi, Alzheimer hastalığının erken tanısı gibi nörolojik olgularda ve kalp krizi sonrası kalpte canlı doku varlığının araştırılmasında da rol oynuyor.
Kullanım Alanları
Erken Tanıda PET-CT
PET-CT ile pek çok hastalıkta erken tanı konulması sağlanıyor. PET-CT öncesi dönemlerde, vücuttaki nodüllerde kanser olup olmadığı ancak biyopsi ile saptanabilirken, PET-CT ile bu lezyonların kanser olup olmadığı yüksek bir duyarlılıkla saptanabiliyor.
PET-CT ile görüntülemede, hastanın vücut görüntülerine ait bilgiler, bilgisayar sistemleri aracılığıyla elde edildiğinden, 5 mm. çapındaki tümörlerin görüntülenmesi mümkün olabiliyor.
Metastaz Aşamasında PET-CT
Cihaz pek çok kanserde, çevre dokulara ya da lenf nodlarına yayılım olup olmadığı yani metastazların (başka bir dokuya sıçrama) bulunup bulunmadığının tespiti için de kullanılıyor.
PET-CT ile elde edilen görüntülerde vücudun tümü aynı anda görüldüğü için, hastalığın başka bir organa yayılıp yayılmadığını da değerlendirebilmek mümkün. Örneğin akciğerde olan bir tümörün kemikte, diğer iç organlarda, böbrek üstü bezlerinde veya lenf nodlarında da metastazının olup olmaması, yani evreleme denilen hastalığın yaygınlığı belirlenebiliyor.
Tedavi Sonrasında PET-CT
PET-CT, tümör hakkında verdiği detaylı bilgiler sayesinde görüntülemede çok önemli bir yere sahip. PET ile dokuların metabolizması görülebilmekte; dolayısıyla anatomik olarak bir lezyonun varlığı belirlendikten sonra, bunun malignite (kötü huylu olması) açısından aktif olup olmadığı da anlaşılabiliyor.
Örneğin lenfoma olgularında lenf bezleri büyüyor ve daha sonra tedaviyle küçülüyorlar ancak tamamen ortadan kalkmadıkları durumlar da var.
Tedavi sonrası görülen olguların büyük bir kısmında lenf bezleri bir miktar büyümüş olarak kalabiliyor. Bunların içerisinde halen aktif hastalık var mı, yoksa tamamen kaybolmuşlar mı sorusunun yanıtını alabilmek için PET-CT’nin, en önemli tanı yöntemi olduğu biliniyor. Dolayısıyla PET-CT ile hem o lenf bezlerinin yeri tespit edilirken, bir yandan da halen aktif bir hastalık var mı, yoksa tedaviye tam bir cevap alınmış mı, sorusunun cevabı aranıyor..
Bu nedenlerle PET-CT, kanserin erken tanısında hekimlere yarar sağlıyor ve tedavi için gerekli ve çok önemli olan zamanı da kazandırıyor.
PET-CT Uygulanan Klinik Olgular
- Akciğer Kanseri
- Lenfomalar
- Tiroid Kanserleri
- Meme Kanserleri
- Pankreas Kanserleri
- Kolon Kanserleri
- Melanoma (Deri Kanseri)
- Beyin Tümörleri
Diğer Uygulama Alanları
Sıklıkla uygulanan bu klinik durumların yanı sıra PET-CT’nin kullanıldığı diğer hastalıklar şunlar:
- Baş- boyun tümörleri,
- Mezotelyoma,
- Mediasten kitleleri,
- Özefagus kanseri,
- Mide kanseri,
- İnce bağırsak tümörleri,
- Gastrointestinal stromal tümörler,
- Karaciğer ve safra yolları tümörleri,
- Jinekolojik maligniteler,
- Genito-üriner sistem tümörleri,
- Kemik tümörleri,
- Yumuşak doku sarkomları,
Nöroblastom ve primeri bilinmeyen metastatik tümörlerde.
Bu kanserlerde de tanı, evreleme, tedaviye cevabın değerlendirilmesi konularında önemli bilgiler elde ediliyor.
PET-CT çalışması ile ayrıca diğer lenf bezleri, akciğer, karaciğer ve kemiğe sıklıkla olmak üzere hemen her organa olabilecek metastazların da saptanması mümkün hale geliyor.
Nasıl Uygulanır?
Çekim öncesi, damar içine radyoaktif işaretli şeker molekülü verilir. Bu madde; tümör hücreleri gibi hızla çoğalarak yüksek metabolik aktivite gösteren hücrelerde birikir. Bilgisayarda görüntülenen hücresel aktivite, teşhisin konulmasını sağlar.